Pazartesi, Nisan 30, 2007

bahar sarhoşluğu

efendim malumunuz havaların ılıdığı, güneşin cömertliğinin tuttuğu böyle bahar günlerinde ofis ahalisinin içi kıpır kıpır olur ve dört duvara sığamaz hale gelir. bu durum işi-gücü ve bilumum anlam fakiri gaileyi daha bir derinden sorgulamamıza da neden olur. konsantrasyon düzeyi otomatik olarak düşer tabi. hele bir de benim gibi iç hayhuyunuza derinden dalmışsanız, şimdiye kadar bildiğiniz doğrularla açıklayamıyorsanız olanı biteni, yeni gerçekler ufuktan pupa yelken yaklaşmaktaysa... ilginç bir bahar yaşamakta olduğunuzu fark edersiniz, hani öyle neşe doluyor insan, kuş, çiçek, aşk, böcek kıvamında girdiğiniz geçen baharla (tam bir sene önce bugünle) kıyasladığınızda tam da zıddı bir durum... siz adına ne derseniz deyin, içimden fışkıran coşkunun 'aşk yeniden' güdüsü değil de 'temel içgüdü' olduğunu anladığım bugünlerde, önce delice bir panik, sonra da kabullenmeyle beraber teslimiyetçi bir huşu ifadesi oturdu ki yüzüme anlatamam. eh ne demişler: bükemediğin eli öpeceksin. yaptığım ve yapacağım hiçbir şeyden mesul ve de pişman değilim, olmayacağım da. bilumum hormon ve feromona teslim olmuş kendimi, baharı, böcekleri ve pek tabi Orhan Veli'yi* kutsuyorum sayın ÇY!

*düşünme arzu et sade
bak böcekler de öyle yapıyor

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home