Cuma, Aralık 22, 2006

2006 Maaliyet Raporu

Giden yılın arkasından konuşmak, 365 günün her anını bir kez daha pelikül pelikül gözünün önünden geçirmek insanı oldukça yoran bir faaliyet aslında. Tüm enerjini buna verdiğin için yeni yıla hazırlanamıyorsun. Sonra yıl kötü geçiyor, atıyorsun suçu, güzelim 4 mevsimli seneye!

Unutamayacağım bir iz bırakmadığı için 2006'ya dair pek bir yorum yapmak istemiyorum aslında. Daha çok unutmak istediğim bir yer kapladı hayatımda.

Ama olur ya, her ne kadar biz bize olsak da, bir gün bu yazdıklarımız okunur diye tamamen advice (aay dilimi wasp soksun) niteliğinde olmasına dikkat edeceğim.

1) Bu yıl da her yıl olduğu gibi ünüme ün katamadım. "15 dakikalığına şöhret" furyasında kendimi bir yere konumlandıramadım. İyi tarafından bakalım: Çıplak fotoğraflarımın albenisini arttıracak kadar photoshop biliyorum.

2) "Aşk" kelimesininin anlamını bu yıl tamamen unuttum. İyi tarafından bakalım: Bu kelimenin altını istediğim gibi doldurabilirim. İstediğin yemeğe sahip olduğunda aşkın verdiği tatmin duygusunu yaşayabiliyorsun.

3) Fezadan bakıldığında birtakım mahlukatların sürekli olarak dünyaya zarar vermelerinden bu yıl da nasibini aldı. Bitmek tükenmek bilmeyen "bir gün ben de patron olacağım" naralarının akisleri geziniyor yeryüzünde. İyi tarafından bakalım: İnsanın azmi nelere muktedir, bugün bana, yarın ben başkalarına...

4) Alfabeyi bulan Finikeliler'i anlıyorum da şu Lidyalılar'a ne demeli! İnsan gelecek yüzyılları düşünmez mi, hiç mi strateji geliştirmez! Sürekli olarak bir kağıt parçasının hayatımız boyunca sarf ettiğimiz sözcüklerin neredeyse tamamına hakim olması. Bu yıl da hiç dilimden düşmedi! İyi tarafından bakalım: Atalarımızı seviyorum, konuşacak mevzu yaratıyorlar!

5) 2006'da portfolyoma çok fazla değerli insan giremedi. İyi tarafından bakalım: Eldekilerin değerini daha çok anladım .

6) Yukarıdaki maddeye bir ek yapmak istiyorum. Bazı yeni tanıdıklarımın Türk Dil Kurumu'nda 2. anlamı "bit yavrusu, sirke" olarak da geçen "yavşak" terimine ne kadar uyduklarını fark ettim. İyi tarafından bakalım: Sinir katsayısıyla oynadıkları için adrenalin salgılama düzeyi sürekli iniş-çıkış gösteriyor.

Bu liste uzadıkça, içimi afaganlar (Afganlarla bir akrabalıkları var mıdır acaba) basıyor, bir ara devam ederim.

Aslında geçmişine sahip çıkmayan, hatta utanan, sıkılan, hatırlamak istemeyen bir toplumda yaşıyor olmanın dayanılmaz ağırlığını yaşıyorum. Sürekli olarak arşivi boşaltıyorum.

2006, 41 duyguyla harmanlanarak yine komplike bir yıl geçirmeme sebep oldu.

Beni sevmeye, kendinizi sevdirmeye devam edin...

Hamiş: Bugün oldukça ukala dümbeleği modundayım!

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home