Kullanım Dışı!
Yurttaşlarım, Romalılar...
Pazartesi sendromonun bünyelerimizi sardığı şu güzide saatlerde, hepinize çabuk geçecek bir iş günü, haftası, ayı ve de akabinde yılı dileyerek başlıyorum. Her güne bir post kampanyamın ilk ayağı bu hayırlara vesile olur umarım tüm zümremiz adına.
Muzdaribim, dertliyim ve de buna paralel oranda delliyim artık, zira yakında iflas bayrağını çekeceğim sanırım veya daha iyisi "Kullanım Dışı" tabelası ile "Süresiz Olarak Bakımdadır" tabelamı da asıp boynuma salmak istiyorum kendimi dışarlara.
Hala yıllık izin hakkı olmayan ve de ne iş olsa yaparım abi'nin sınırlarından çıkmaya çalıştığım şu günlerde, aklımı alan trafik çilesi, uykusuzluk, özel duygusal bir milyon adet problem ile karışık, bunların üstüne sos olan hala çözülmeyi bekleyen aşırı arkadaş canlısı iş yeri atmosferi eklenince zaten sabahları oldukça isteksiz gerçekleşen uyanma eylemi artık daha da bir isteksiz, daha bir baştan savma şekilde yapılıyor, bu da her gün daha da ileriye giden işe giriş saatleri ile kendisini belli ediyor son günlerde. Yakında ayar alacağım herhalde, tamam uzakta oturmak işe yaıyor bahanesel alanda ama bu geç kalma süresi artınca sürekli, sevgili arkadaşlarımın gözlerine batmaya başladı sanırım.
Raporlar ve toplantılarla geçen haftalara müteakkip başlamış olduğum bu yazı, daha da depresif ve yorgun hale girmeden ben tamamlanıyor. Şimdi sizlerden iki ricam olacak:
1-Nerden bulurum ben o tabelalardan, kullansam işime yarar mı? Yoksa sürekli izne mi alınırım?
2-Kompetanlığınıza sığınaraktan soruyorum ne yapmam lazım benim kişisel verimimin tamamen kuruduğu şu günlerde onu canlandırmak için?
Pazartesi sendromonun bünyelerimizi sardığı şu güzide saatlerde, hepinize çabuk geçecek bir iş günü, haftası, ayı ve de akabinde yılı dileyerek başlıyorum. Her güne bir post kampanyamın ilk ayağı bu hayırlara vesile olur umarım tüm zümremiz adına.
Muzdaribim, dertliyim ve de buna paralel oranda delliyim artık, zira yakında iflas bayrağını çekeceğim sanırım veya daha iyisi "Kullanım Dışı" tabelası ile "Süresiz Olarak Bakımdadır" tabelamı da asıp boynuma salmak istiyorum kendimi dışarlara.
Hala yıllık izin hakkı olmayan ve de ne iş olsa yaparım abi'nin sınırlarından çıkmaya çalıştığım şu günlerde, aklımı alan trafik çilesi, uykusuzluk, özel duygusal bir milyon adet problem ile karışık, bunların üstüne sos olan hala çözülmeyi bekleyen aşırı arkadaş canlısı iş yeri atmosferi eklenince zaten sabahları oldukça isteksiz gerçekleşen uyanma eylemi artık daha da bir isteksiz, daha bir baştan savma şekilde yapılıyor, bu da her gün daha da ileriye giden işe giriş saatleri ile kendisini belli ediyor son günlerde. Yakında ayar alacağım herhalde, tamam uzakta oturmak işe yaıyor bahanesel alanda ama bu geç kalma süresi artınca sürekli, sevgili arkadaşlarımın gözlerine batmaya başladı sanırım.
Raporlar ve toplantılarla geçen haftalara müteakkip başlamış olduğum bu yazı, daha da depresif ve yorgun hale girmeden ben tamamlanıyor. Şimdi sizlerden iki ricam olacak:
1-Nerden bulurum ben o tabelalardan, kullansam işime yarar mı? Yoksa sürekli izne mi alınırım?
2-Kompetanlığınıza sığınaraktan soruyorum ne yapmam lazım benim kişisel verimimin tamamen kuruduğu şu günlerde onu canlandırmak için?
posted by patrick bateman at 9:46 ÖÖ
6 Comments:
hımmm,
Sevgili eski nasedo, yeni patrick
olamayacak önerilerin insanı olarak ben "tatile çık" diyeceğim.
Oldu, tabee, bence de diyor, heyhat elinden gelen bir şey yoksa, iş çıkışı sinemaya git, güzel bir film izle (holiday misal), güzel kitaplar okumaya çalış. Haftasonu Burgazada'ya giden bir vapurun terkisine otur.
Dünya aslında o kadar da berbat değil galiba hissine tekrar vakıf olmanı dilerim en kısa zamanda.
nasedom, patrick'im,
noldu size efenim? bu duruma gelmenizde haftalardır süregiden sızlanmalarım ve depresif halimin de payı varmış gibi geldi, suçluluk hissettim bir an. :S raporlarla haftasonu dahil çılgın attığınız bu dönemde bir de kendi haftasonu sorumluluklarımı yükledim size.
tatil lazım tatil. bence bir günlüğüne de olsa izin almayı düşün. ya da bana devret işleri birkaç günlüğüne keyif çat ehehhee ;) nasıl?
ben kemal'liğimi geri istiyorum bu arada. polentecan eski blogger'a noldu? :'(
Sevgili polente üstat,
Teşekkür ederim güzel dilekler ve de tavsiyeler için umuyorum bunları uygulamaya enerjim ve vaktim kalacak. Yollarda yaşadığım stres ve köy hayatına endeksli eğlence anlayışım nedeniyle zorlansam da en kısa zamanda yapılacaklar listesinin başına altın harflerle kazındı öneriler. Ah bir de o gelemeyen tatil bir gelse şöyle. Valla gözüm tok bu sefer sadece 1 haftacık izin istiyorum kimse ilişmesin bana o arada.
edacım kemalim,
yok valla allahın adını verdim o depresif paylaşımların, dertlerin hibir etkisi. sadece artan iş yükü ve de uğursuz bir halde geçen seneyi hatırlatarak ben burdayım geliyorum nıhahahaha diyen şubat ayının etkisi var sadece şu aralar üstümde. ah be canım izin alabilsem durmam kaçarım :) beni atını terkisine atacak beyaz atlı prensimi beklesem kaçırsın beni iş hayatından :p
efendim blogger out of beta olmuş bu arada, bu nedenle eski hesaplar ve beta hesaplar birleştirildi sanıyorum. bu vesileyle nur topu gibi yeni bir eda kemal oldunuz efendim. hayırlı olsun!!!
sorma patrick kardeş bu acı hayat sana beyaz atlı prens, bana da kartal büfe çokoprens getirmiyor :P yani yarım saattir bekliyoruz kardeşim. 5 dakikalık yoldan getiremediler. kınıyorum bu işletmecilik ve hizmet anlayışını. hıııhhh !!!
evet gene eda kemal olmuşum :P hihihihh
İsim değişinklikleri ile inanınız ki alakam yok tamamen bu bloggercilerin işi. Upgrade et dediler ben de ettim. Bütün olay budur.
Yorum Gönder
<< Home