Pazartesi, Eylül 01, 2008

Başka Bir Patron Mümkün Olsun

Beklenen Şarkı edasında tüm ofis ahalisi olarak, haftalardır beklemiş olduğumuz iş toplantısı sonunda yapıldı. Karar: 6 ay + 6 ay deneme süreci, memnun kalırsak 2/3 sene sözleşme. Şimdi bundan bizene demek hakkına tabi ki sahipsiniz ama toplantı ve sonuçlarını girizgah olarak seçmek suretiyle konuya bir giriş yaptım ve hemen önemli kısma geliyorum.

Türk ve Yabancı -darlaştırmak gerekirse Avrupalı, daha da darlaştırmak gerekirse İngiliz- çalışma etikleri arasındaki gözle görülür ve ölçülemez farkı sürekli duymama rağmen bir anda tecrübe edince, amiyane tabirle "anıra anıra ağlamak" istedim bir anda.

Dediğim gibi toplantı verimli geçti, herşey güzel ve de bizim paket program dahilinde, misafirlere "Siz gümrük masrafları inlemeyin sonra da bizi inletmeyin. üretimi Türkiye'de yapalım. Hepimiz karlı çıkalım." amacıyla sunulmuş olan matbaa ziyareti, nedense herkese soğuk nevale gelen ama bugüne dek benim sorun yaşamadığım ve kendileriyle ilgilendiğim İngilizleri matbaaya götürmekle son aşamasına gelmişti.

Güzel geçen gün nasıl batırılır gibi bir konu başlığında ayrı olarak incelenmesi gereken bu aktivite dahilinde matbaaya zitaret sadece 5 dakika sürdü. İçeri girildi, şirketin patronu ve iki danışmanı ile beraber, masada etiket yapıştıran çocuklar görülene değin bir koridardan geçildi ve bu sahne karşısında ben ne diyeceğimi bilemiyorum, kafa önce...Matbaa sahibi Türk yasalarının kutsallığı ve de harikalar harikası olmasından dem vurarak onların çalışmasında bir sorun olmadığını anlatıyor da duruyor.

Ölüm vuruşu ve sonrasında da "öl de öleyim!" dedirten davranış ise misafirden geliyor. "Prensiplerime kesinlikle aykırı, Türkiye'de yasaların dediklerine saygı duyuyorum ama ben bu durumu kesinlikle kabul edemem. Bu matbaa ile çalışmıyoruz." Sadece bu kestirip atma dahilinde, bile yüzbinlerce poundluk zarara girmesine rağmen arkasına bile bakmadan çıkan bu adam için ayın patronu ödülünü kendisine takdim ediyor ve "Patronum Olurmusun?" demek istiyorum, buna ek olarak da acaba biz ne zaman çalışanlarına bu kadar saygılı bir yönetim göreceğiz sorunusu sorma gafletinde bulunsam mı bulunmasan mı onu düşünüyorum.

1 Comments:

Blogger polente said...

Sayın Patrick benim kafam karıştı bir parça, şimdi bu İngiliz, sizin patron, 2/3 ne demek istediniz biraz daha açsanız.
Bizim patron 2/3 derken, elin İnciluzu çoluk çocuk çalıştırıyor diye onca kazanacağı matbayı elinin tersi ile itiverdi mi, ana fikir?

4:50 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home